29 Kasım 2024 Cuma

Dostluk

  

Çoğu insan tek kalmayı sevmez bu yüzden yanı bir yoldaş ararlar her şeyini paylaşabileceği, rahatlıkla sırlarını anlatabileceği, birlikte hem gülüp hem ağlayabileceği dostlar ararlar. 

Sadece söylenen güzel sözlerle olmayan, ilgi isteyen ve sadece içten gelebilen bir şeydir.

 İki insanın bir araya gelip zamanla birbirlerine duyduğu sıcak güven duygusudur. 

Bu duygu zamanla çoğalır ve daha sağlam bir hale gelerek özel bir bağa dönüşür. Bu bağın adı dostluktur. 

Arkadaşlıkla dostluk kolay bir şekilde ayırt edilebilir. Arkadaşlık, bir araya gelindiğinde kaliteli zaman geçirmenin adıdır. Dostluksa kısaca iyi günde kara günde birbirinin yanında destekçi olmaktır. 

Dostluk kimilerine sadece bir kelime gibi gelsede asıl gerçek en yakın arkadaşlarını bulmuş kişiler sevginin ve güvende olduğunu hissettiğin en güzel duygularınla sevildiğin kişi olduğunu anlar. 

Doğru dostu bulmak çok önemlidir birbirinizi tamamladığınız ve gözünüzün kapalı güvende hissettiğiniz biri olmalıdır. 

Bir çok arkadaşımız olur hepsiyle iyi anlaşıp gülebilir eğlenebilir ya da sohbet edebiliriz ama sadece dostunuzla birlikte ağlayıp tüm dertlerinizi anlatabilirsiniz.

Bence dostumuzla birlikte kendimizi kötü hissettiğimiz bir zamanda vakit geçirmek bir psikologa gitmek kadar etkili olduğunu düşünüyorum çünkü onunlayken dertlerinizi unutur her şeyin üstünden birlikte gelirsiniz.

Bir ömür sizinle birlikte olabilecek doğru kişilerle doğru dostlukları kolayca kurabilmeniz dileğiyle.

Sahra Akarsu 9-B 728

28 Kasım 2024 Perşembe

TARİH ÖDEVİ

 DİJİTALLEŞMENİN TARİH ARAŞTIRMA VE YAZIM SÜRECİNE OLUMLU VE OLUMSUZ ETKİLERİ


Dijitalleşme, tarih araştırma ve yazım süreçlerinde hem olumlu hem de olumsuz etkileri olmuştur bu da tarihçiler için kolaylık sağlarken aynı zamanda bazı zorlukları da vardır.

Olumlu Etkiler:

Erişilebilirlik: Dijitalleşme, tarihi belgelerin ve kaynakların dijital ortamlarda erişilebilir hale gelmesini sağlamıştır. Örneğin, arşivler, müzeler ve kütüphaneler, dijital ortamda daha geniş bir kitleye ulaşabilmektedir. Bu, araştırmacıların coğrafi sınırlamaları aşarak, kaynaklara daha hızlı ve kolay ulaşmalarını sağlamaktadır.

Veri Analizi ve Araştırma Kolaylığı: Dijital araçlar ve yazılımlar, büyük veri kümelerinin analiz edilmesini kolaylaştırmıştır. Metin madenciliği, dil işleme ve diğer dijital analiz yöntemleri, tarihsel metinlerin incelenmesi ve büyük veri setlerinin çözülmesi konusunda büyük kolaylıklar sunmaktadır.

 Dijital Yayımlar ve Paylaşım: Tarihsel araştırmaların dijital platformlarda yayımlanması, bulguların daha hızlı bir şekilde akademik camiaya ve topluma ulaşmasını sağlar. Bu, bilgi paylaşımını hızlandırır ve işbirliğine dayalı araştırma fırsatlarını arttırır.


Olumsuz Etkileri:

 Bilgi Kirliliği ve Güvenilirlik Sorunları: İnternet ortamında yayımlanan her tür bilgiye erişim kolay olsa da, bu bilgilerin doğruluğu ve güvenilirliği konusunda sıkıntılar yaşanabilmektedir. Kaynağı belirsiz veya doğruluğu tartışmalı bilgiler tarih araştırmalarında yanlış yönlendirmelere neden olabilir.

Dijital Yöntemlere Aşırı Bağımlılık: Dijital araçların aşırı kullanımı, tarihçilerin geleneksel araştırma yöntemlerinden, yani doğrudan kaynak incelemesi ve arşiv gezilerinden uzaklaşmalarına neden olabilir. Bu da, bazı araştırmacıların dijital araçlara fazla güvenerek daha yüzeysel çalışmalara yönelmelerine yol açabilir.

Teknolojik Sorunlar ve Bağımlılık: Dijital araçlar ve platformlar, teknik arızalar, yazılım güncellemeleri ve veri kayıpları gibi sorunlara da yol açabilir. Bu durum, özellikle büyük veri setlerinin çalışılması ve saklanmasında zorluklar yaratabilir.

Yani Dijitalleşme, tarih araştırmalarını daha verimli hale getirebilirken, aynı zamanda bazı disiplin sorunlarını da beraberinde getirebilmektedir. Araştırmacıların dijital araçları bilinçli ve eleştirel bir şekilde kullanmaları, tarihsel bilgilerin doğruluğunu ve güvenilirliğini sağlamanın temel yollarından biridir

Sahra Akarsu 9/ B 728.

22 Kasım 2024 Cuma

Bir Meslekten Fazlası

Bir Meslekten Fazlası

Hepimizin hayatına giren kiminin sevdiği kiminin sevmediği öğretmenler olmuştur. Öğretmen olmak bazı kişilere göre sadece bir meslek gibi gelebilir ama gerçekten o sıcaklığı hissedip öğretmenine anne baba gözüyle bakanlar için sadece bir meslek olarak kalmayıp onlar için birçok anlam taşırlar. Peki sizin için öğretmen ne ifade eder? Bana göre öğretmen demek bize hatalarımızı gösteren yanlış yaptığımızda bizi uyaran yeri geldiğinde bize anne baba gibi öğüt veren kişidir.

Öğretmenlik kimi zaman tatil sayısı çok olduğu için seçilen , kimi zaman da "öğretmen ol" mantığı ile düşündüğümüz  bir meslek gibi de gözükülüyor , tabi bu tanımlar kişiden kişiye göre değişiklik gösterebilir. 

Hayatımızı şekillendiren, tekrardan düşünmemizi, sorgulayabilmemizi, kendimizi geliştirmemizi sağlayan cümleler iki dudakları arasındadır. Öğretmenler yılın her , okul olduğu gün öğrencileri için çalışarak geçirirler. Her gün hiç yılmadan yeniden ve yeni şeyler öğretirler. Her şeye rağmen türlü türlü zorluklara katlansa, çok emekler verse bile yine bize gülümseyerek ve hevesle yaparlar çünkü öğretmenlik mesleğini yapacak kişilerin bu işi istekle yapması gerekir . Öğretmenlik Şefkat ve merhamet gerektirir. Kısacası öğretmenlerimizin kıymetini bilip onların sözünü dinlemeliyiz çünkü onlar bizim iyiliğimizi düşündükleri için bizi uyarırlar

Sahra Akarsu 

9-B  

728

17 Kasım 2024 Pazar

İnsan ve Güçsüzlükleri

 İnsan ve Güçsüzlükler

Montaigne’nin “İnsanın Güçsüzlüğü” adlı denemesini değerlendireceğim.(Sayfa 43-44)


Montaigne insanın doğası gereği belirli güdüleri ve zaafları olmasını ele almıştır.

İnsanın doğası gereği hem güçlü hem de güçsüz yönleri vardır bu özellikler de bizi biz yapar. 

Her birimizin güçlü yönlerinin yanında güçsüz yönlerimiz var mesela kendimden örnek vericek olursam utangaçlık olabilir bu özelliklerden en az biri bile olsa zayıf yönleri bulunur ve bunları kabul edersek iç huzurumuzu sağlamış oluruz yani kendimizle bütünleşmiş oluruz böylece kendimizi daha mutlu ve huzurlu hissederiz.

İnsanın zayıflıkları insana öğretici bir fırsattır.

Sahra Akarsu 9-B 728

16 Kasım 2024 Cumartesi

Bir Kitaptan Fazlası

 Bir Kitaptan Fazlası

Montaigne “ Kitaplar” adlı denemesini değerlendireceğim.

(Sayfa 223-224)

Montaigne bu denemede kitapların onun için çok önemli ve değerli olduğunu hatta arkadaşlarının onu terk edip gidebileceğini ama kitapların hep yanında olduğundan bahsediyor.

Ben de buna katılıyorum çünkü kitaplar bizim iyi hissetmemizi ve farklı dünyalara bakmamızı sağlar mesela kendimizi kötü hissettiğimizde kitapların farklı dünyalara yolculuk yaparız.

Bazen içinde bulunduğumuz olayı kimseyle paylaşmak istemeyiz bu yüzden kitap okuyarak kafamızı dağıtıp kendimizi daha iyi hissederiz.

Sahra Akarsu 9-B 728

15 Kasım 2024 Cuma

Huzur Dolu Bitkiler

 Huzur Dolu Bitkiler

Montaigne “Bitki ve İnsan” adlı denemesi (Sayfa 241)

Bitkiler, cansız gibi gözüken canlı varlıklardır. Cansız gibi gözükmelerinin sebebi hareket etmemeleridir.


Bitkiler insanlara göre daha sakin ,pasif canlılardır, insanların yaşamlarını kolaylaştırırlar. Bitkiler doğa ile büyük bir denge içindedir.

Bitkilerin sakinlik ve sabır içinde yaşamaları insanın doğa ile daha uyumlu bir ilişki kurmalarınını sağlar.Bitkilerin insanların sadece sağlığı için değil aynı zamanda ruhsal durumlarına da iyi gelir mesela kendimizi kötü hissettiğimizde bi ormana gitsek kendimizi huzurlu güvende hissederiz. 


Doğanın o güzel düzeni bitkilerin birbiriyle uyumu bir yandan kuş cıvıltıları bunların hepsi bizi sakin 

, huzur dolu ve güvende hissettirir.


Sahra Akarsu 9-B 728

14 Kasım 2024 Perşembe

Bazen Gül Bazen Ağla

 Bazen Gül Bazen Ağla

Montaigne “Gülmek ve Ağlamak” adlı denemesi (Sayfa 172-173)


Gülmek ve ağlamak birbirinden çok farklı kavramlardır. Bu kavramlar her insanın doğasında yer alır.


Bu duygular çevremizdeki olan olaylar ve içinde bulunduğumuz durumlardan dolayı şekillenir.Bu duygulardan her ikisini de yaşarız bazen ağlar bazen güleriz ama gülmek ve ağlamak sadece fiziksel olarak ifade edilemez mesela gözünden yaş akmayan bi insanın içinde ne fırtınalar kopması  veya gülmeyen bi insanın bulunduğu ortamdan dolayı kahkaha atamadığını ama içinin kıpır kıpır olması gibi içimizde yaşadığımız duygularla da ifade edebiliriz.


Ayrıca gülmek ve ağlamak sayesinde kendimizi bence rahatlatabiliriz mesela çok üzüldüğümüzde sıkıntımızı içimizde tutarsak kendimizi kötü hissedebiliriz ama rahatça ağlarsak kendimizi daha huzurlu hissetmemizi sağlar.

Sahra Akarsu 9-B 727


13 Kasım 2024 Çarşamba

İnsan Ve Alışkanlık

 İnsan Ve Alışkanlık

Montaigne “Alışkanlık” adlı denemesi 

(Sayfa 143)

Alışkanlık , insanlar için bazı zamanlarda iyi bazı zamanlarda ise hayatlarını sonlandırabilecek kadar kötü bir özelliktir.

Hepimizin belli alışkanlıkları vardır bunlar arasında iyi ve kötüyü ayırt etmemiz gerekir mesela kimi erken kalkmayı alışkanlık edinir , kimi geç uyumayı alışkanlık edinir, bunun da belli bir düzeni olmalıdır yani bünyemize en sağlıklı olacak şekilde hareket etmeliyiz.

Bu alışkanlıklarımızı değiştirmek kimi zaman bizim için zor olabilir çünkü onu yapmaya alışmışızdır ve daha zor bırakmamıza neden olabilir bu yüzden küçük yaştan itibaren büyüklerimizinin uyarılarını dikkate almalıyız zaten onlarda bizim yararımız için ister, mesela öğretmenimiz sınavdan düşük aldığımızı bu yüzden derslerimize , günü gününe çalışmamızı ister bu bizim yorulmamız için değil aksine ilerisi için daha geniş imkanlara sahip olmak içindir.

Kötü alışkanlıklarımızın farkına varıp kendimize iyi alışkanlıklarımıza yöneltmeliyiz.

Sahra Akarsu 9-B 728

12 Kasım 2024 Salı

Doğrunun Peşinden

 Doğrunun Peşinden

Montaigne”kökleşen yanılmalar” adlı denemesi(Sayfa 121)

Montaigne bu denemede  insanların doğru bildiği yanlışların zaman içinde nasıl kökleştiğini anlatıyor . Montaigne’ye katılıyorum çünkü insanlar eskiden beri bazı fikirleri doğru kabul ediyorlar ve bu yanlış bilgiler nesilden nesile doğru olarak kabul ediliyor ve Montaigne’de bu kökleşmiş yanlışları insanların sorgulamadan kabul etmelerini hatta insanların onları doğruymuş gibi hiç düşünmeden kabul etmelerinden şikayetçi olduğundan bahsediyor.Ben de böyle düşünüyorum. 

İnsanlar bazı zamanlarda hiç bir şeyi sorgulamazlar çünkü “öyle bilinir , gerek yok “diye söylerler ve kimse o yanlışın gerçekten yanlış olduğunu anlamadan yıllarca doğru olarak bilinen yanlışlar meydana gelir.Bu her alan için geçerlidir mesela, bilim dalında; bilim insanlarının atomu bulurken hepsinin farklı fikirleri vardı ve hepsi de fikirlerini cesaret göstererek söyledi ve küçük boş bir atom olduğu biliniyordu ama bu doğru bilinen bir yanlıştı daha sonra atom altı parçacıklara inerek içindeki çekirdeklerine ,yörüngelerine ve katmanlarına kadar inceleyerek bilgileri doğrulamış oldular ve bu da doğru bilgiye ulaşmamızı sağladı bu sadece önemli bilgiler anlamında değil günlük hayatımızda bile bir çok örnek vardır belki hala bir şeyleri yanlış bile yapıyor olabiliriz ama bunları inceleyip sorgulayarak doğrulara ulaşmalıyız.

Sahra Akarsu 9-B 728


Kararsızlıklar

 Kararsızlıklar 

Montaigne “İnsanın Kararsızlığı” adlı denemesi

( sayfa 192-194)

İnsanlar çoğu zaman bir karar verirken şöyle mi yapsam böyle mi yapsam diye düşünür yani kararsız kalırlar. Kararsızlık insanlığın yaratılışında olan bir özelliktir çünkü sonucunda en mutlu olacağımız kararlar vermeye çalışırız bu durum da bizi kararsızlıkla baş başa bırakır ve seçimler arasında kalırız.

Günlük hayatımızda bile “Bugün acaba pembe kazak mı giysem yoksa beyaz kazak mı giysem?” ya da “Arkadaşlarımla buluşsam mı yoksa evde ders mi çalışsam? “ gibi kendimize sorular sorarız. Hiç neden böyle sorular sorduğumuzu düşündünüz mü ?

Bu gibi soruları kendimiz için en iyi sonuç alacak şekilde seçmeye karar veririz eğer zamanımız varsa bunu düşünürüz ama hemen vermek zorundaysak strese girebiliriz.Yanlış karar verdiysek pişman olabiliriz ama böyle yanlış kararlar verdiğimiz için hep geçmişe bakmamalı geleceğe yeni seçimlerimize odaklanmalıyız çünkü her şey bir tecrübedir bunlardan ders çıkartarak geleceğimize odaklanmalıyız .

Sahra Akarsu 9-B 728

Bakış Açısı

 Bakış Açısı

Montaigne “İnsan Bilgisi” adlı denemesi          (sayfa 206) 

Montaigne bu demeyi yazarken insan bilgisi hakkında düşüncelerini derinlemesine anlatır.

İnsan bilgisinin sınırlı oluşunu,insanların kendisini ve çevresindekileri anlamasını çoğu zaman yanıltabileceğini düşünüyor .Montaigne insan bilgisinin deneyimlerle şekillendiğini söylüyor ben de bunlara katılıyorum çünkü insanların yaşadığı durumlar, geçmişleri ,kültürleri ,sahip olduğu imkanlar ve hayatları farklı olduğu için de bu durum çevresindeki olaylara bakış açılarını etkiler.

Her insan farklı bakış açısından baktığı için farklı bilgilere ulaşırız ve kafamızda, derin düşünceler içinde kalmamıza neden olur bu yüzden her insan kendi gözünden olaylara bakarak en doğruya ulaştığını düşünür elbette bazen yanlış tespitler yapabiliriz ama farklı insanların bakış açılarından bakarak yanlışlarımızı anlayabiliriz.

Sahra Akarsu 9-B 728

9 Kasım 2024 Cumartesi

Bir Dost’tan Ötesi

 Bir Dost’tan Ötesi

Montaigne “Dostluk” adlı denemesi          (sayfa 26-27) 

Montaigne bu denemesinde dostluğun çoğu şeyden önemli ve üstün olduğuna değinmiştir. Dostlukta kendinden çok dostuna güvendiğini her şeyi rahatlıkla paylaştığını ifade eder bende bunlara katılıyorum çünkü insan dostuna her şeyi rahatlıkla anlatabilmeli onun yanındayken birine koz veriyormuş gibi hissetmemeli. İnsanın bir dostu olması demek yeri geldiğinde onun için en iyisini düşünüp bir anne gibi öğütler vermek yeri geldiğinde sarılıp ağlayarak her şeyini anlatabilmek yeri geldiğinde de hayatının en güzel anlarını yaşayabildiğiniz hayatınızın bir parçası olan kişidir. O kişi artık sizin için sadece bir dost değil ailenizin bir parçası gibi olur. İnsanın hayatında gerçek bir dost bulması çok değerlidir kendinizi onunla bir bütün gibi hissedersiniz, gitgide birbirinize benzediğinizi fark edersiniz.Dostunuz olmayınca kendinizi yarım gibi hissedersiniz bu yüzden dost bizim için yaşam kaynağı gibi bir şeydir.

Sahra Akarsu 9-B 728

Dilini Koru

 Dilini koru

Montaigne'in "Dil Üstüne" adlı denemesi (sayfa 207-208)

Montaigne bu denemesinde fikir ve düşünce insanlarının sözleri ve yazılarıyla dile değer kattığını ve bu işi dile farklılıklar getirmekten çok dili zenginleştirdiğini ancak çağımızın yazarlarına bakınca herkesin elinin varmayacağı işler yaptıklarını düşünüyor. Ben Montaigne’nin düşüncelerine katılıyorum çünkü çünkü dil insanların yaşam kaynağı gibidir bu yüzden insanlar dili zenginleştirmeli farklı dillerden gelme kelimeler kullanmak yerine kendi dilimizi kullanarak ve dilimizi zenginleştirerek dilimizi korumalıyız.

Sahra Akarsu 9-B 728

Okul değerlendirmesi

  Her sene olduğu gibi bu senede yaz tatiline karnelerimizi alıp gireceğiz ama bu sene diğer senelerden daha farklı geçti çünkü ortaokuldan ...